Geçtiğimiz gün, yerel bir üniversitenin yemekhanesinde yaşanan deprem anı, burada bulunan öğrenciler ve çalışanlar arasında büyük bir panic yarattı. Aniden meydana gelen sarsıntı, herkesin aklını karıştırırken, bazıları cesaretle hareket etti, bazıları ise korku içerisinde durakladı. Ancak, bu olayın en dikkat çekici kısmı, birkaç öğrencinin deprem anında yemeklerini bırakmayarak, yemeğe devam etmesi oldu. İşte o anların hikayesi ve yaşanan duygusal anlar.
O gün, sabah saatlerinde yemekhaneye akın eden öğrenciler, güne enerjik başlamak için hazırladıkları kahvaltının tadını çıkarıyordu. Her şey normal, keyifli görünüyordu. Ancak, dakikalar sonra, aniden gelen sarsıntı herkesin hayatını altüst etti. Elmas gibi parıldayan yemek tabakları, hemen hemen her masada keyifle bir araya gelen arkadaşlar, bir anda korkunun pençesine düştü. İlk başlarda bazı öğrenciler depremi şaka gibi algıladı ve gülmeye çalıştı, ama kısa sürede koskoca bir yer sarsıldığı için tüm ciddiyetleriyle o anın farkına vardılar. Çok geçmeden, kargaşa başladı.
Bir grup öğrenci, depremin şiddeti karşısında hızla dışarı kaçmaya çalıştı. Panik halindeki bazıları, kendilerini korumaya almak için masa ve sandalyelerin arkasına sığındılar. Ancak, korkudan bayılan öğrenciler de oldu. Bu durum, o an yemekhanede yaşanan korku ve paniğin boyutunu gözler önüne serdi. Herkes kurtulmak için bir an evvel yemeğin yapıldığı mutfaktan ve yemek masalarından uzaklaşmanın bir yolunu arıyordu. Ancak, tüm bu kalabalık içinde, birkaç cesur öğrenci kendi yemeklerini bırakmayı akıllarından bile geçirmediler.
Üzerinde sıcak yemek bulunan tabakları olan bazı öğrenciler, depremin sarsıntısından çok yemeğini kaybetme korkusuyla hareket ettiler. Gözleri masadaki yemeklerine takılı kalan bu öğrenciler, ortalıkta sağa sola koşturan insanlar ve can havliyle gelen kişilerin yanından geçerek, yemeklerini korumak için mücadele verdiler. “Yemeğimi bırakamam!” diye haykıran öğrenci, çoğu kişinin gülümsemesine sebep oldu. Bu durum, bu zor ve korkutucu anlarda bile insanların mizah anlayışını kaybetmediğini kanıtladı. Arkadaşları, o anın korkusunu bir nebze olsun unutmak için bu durumu daha hafif karşıladı.
İlerleyen dakikalarda, tüm yemekhaneyi saran panik havası yavaş yavaş yerini meraklı bir bekleyişe bıraktı. Sarsıntı sona erdiğinde, ilk olarak dikkat çeken durum, insanların hâlâ yemek masalarında kalmalarıydı. Bu, sosyal medyada büyük bir ilgi topladı ve çeşitli yorumlara yol açtı. Çoğu kişi, bu olayın absürt yanını sorgularken, bazıları ise ‘Yemek önemli, canımdan da vazgeçmem!” sözleriyle olaya esprili bir şekilde yaklaştı.
O gün, hem deprem anındaki durumu en iyi şekilde temsil eden birkaç mücadelenin yanı sıra, insanların dayanıklılığının ve hayata bağlılığının şekil aldığı ilginç anlar da yaşandı. “Yemek benim için, o an her şeyden önemliydi,” diyen bir öğrenci, olayı anlatırken gözlerindeki parıltıyı kaybetmedi. Bu olay, sadece bir deprem anı değil; aynı zamanda bir topluluk içindeki dayanışmanın ve cesaretin simgesi haline geldi. Her ne kadar korkutucu bir deneyim olsa da, bu anılar öğrenciler arasında bir bağ oluşturmakla kalmadı, aynı zamanda sosyal medyada da viral haline geldi.
Sonuç olarak, bu tür olaylar toplumsal hafızamızda yer eden anılarımızdan biri olarak kalacak. Üstün dayanıklılık gösteren ve yaşanan korkuyu sıradan bir anıya dönüştüren bu öğrenciler, belki de birçok kişinin hiç unutmaması gereken bir durumu olgunlukla geçirdiler. Her neyse ki, deprem daha sonra çok ciddi hasara yol açmadan hızlıca sona erdi, ancak yemekhanede yaşananlar, herkesin hafızasında yer edecek bir anı olarak kalacak.