Kurban, İslam dininin temel ibadetlerinden biri olup her yıl Kurban Bayramı'nda yerine getirilen önemli bir vazifedir. Müslümanların Allah'a olan bağlılıklarını, şükür ve yardımlaşma duygularını pekiştiren bu ibadet hakkında çeşitli sorular gündeme gelmektedir. Özellikle "Kurban kesmek farz mı?" ve "Kurban kesmenin şartları nelerdir?" gibi sorular, hem din adamları hem de dini konulara ilgi duyan vatandaşlar tarafından sıklıkla sorulmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi görüşleri ve fetvaları ise bu konuda rehberlik sağlamaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşüne göre, kurban kesmek, belirli şartları taşıyan her Müslüman üzerinde vacip yani farz olarak kabul edilmektedir. İslam’ın beş şartından biri olmasa da, özellikle zekat ile birlikte sosyal yardımlaşma ve dayanışma boyutuyla önem kazanmaktadır. Kurban kesebilmek için Müslümanın akıllı, ergen, hür ve belirli bir mali güce sahip olması gerekmektedir. Kaynaklarda, kesilen kurbanın eti, Allah rızası için yeme niyetiyle kesilmelidir. Aynı zamanda, kurban kesmenin amacı, Hz. İbrahim'in Allaha olan bağlılığı ve teslimiyetini sembolize etmektir.
Kurban, zengin ya da fakir ayrımı gözetmeksizin, her yıl Kurban Bayramı’nda kesilebilir. Ancak, bu ibadeti yerine getirebilmek için kişinin mali durumunun belirli bir seviyenin üstünde olması şarttır. Genel olarak, borcu olmayan ve geçimini sağlayan bir kişinin kurban kesmesi dini açıdan büyük sevap olarak kabul edilir. Her yıl binlerce insan, bu ibadeti yerine getirerek hem kendileri hem de ihtiyaç sahipleri için manevi bir değer oluşturmuş olur. Kurban kesmeyen kişilerin ise, bu durumu mümin ve İslam toplumu içinde bir eksiklik olarak sayılabilir.
Kurban kesmenin çeşitli şartları bulunmaktadır. Bunlar arasında, kurbanlık hayvanın sağlıklı, belli bir yaşın üzerinde olması ve Diyanet'in belirlediği koşullara uygun şekilde kesilmesi gerekmektedir. Kurbanlık hayvanın en az altı aylık sığır, bir yaşında koyun veya keçi, iki yaşında ise deve veya manda olması gerekir. Ayrıca, hayvanın kesimi sırasında çevreye saygılı olmak ve doğru bir şekilde yapılması da önemli bir unsurdur. Hayvan, kesilmeden önce rahatlatılmalı ve dinlendirilmeli, kesim işlemi ise insanlara acı çektirmeden yapılmalıdır.
Kurban kesmenin dini hikmeti, sadece bireysel bir ibadet olmanın ötesinde toplumsal bir boyutu da barındırmaktadır. Kurbanın etlerinin paylaşılması, aç ve muhtaç olan kimselere dağıtılması, toplumda dayanışmayı arttırır. Bu bağlamda, kurban, hem kişinin kendisini ve ailesini düşünmesi, hem de topluma yardımcı olması açısından önemli bir ibadettir. Diyanet İşleri Başkanlığı, kurban kesiminin özünü ve ruhunu koruma amacıyla bu ibadet hakkında sürekli olarak halkı bilgilendirmektedir. Her yıl Kurban Bayramı'nda yapılan etkinlikler ve hayır kampanyaları sayesinde, ihtiyaç sahibi insanların yüzü gülerken, maddi zenginliğe sahip olanlar da manevi bir tatmin duymaktadır.
Sonuç olarak, Kurban kesmek, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da belirttiği gibi, farz olmamakla birlikte vacip bir ibadet olarak İslam tarihindeki yerini alır. Bu ibadetin yerine getirilmesi, hem toplum için hem de birey için manevi bir tatmin ve kendimizi geliştirme fırsatıdır. Kurban bayramında bu ibadeti yerine getirenler, hem Allah’ın rızasını kazanmış hem de ihtiyaç sahiplerine katkıda bulunmuş olurlar. Bu nedenle, her Müslümanın kurban kesimini bir görev olarak görmesi ve mümkün oldukça yerine getirmesi önerilmektedir.