İstanbul'un kalabalık ve canlı sokaklarında, bir tezgahın başında durarak yıllarını bu mesleğe adamış bir çığır açan ustamız var. 60 yıl boyunca ciğer pişiriciliği yapan ve bu geleneği sanata dönüştüren Hüsamettin Usta, sadece et pişirmenin ötesinde bir hikaye anlatıyor. Hüsamettin Usta, ciğerin inceliklerini, pişirme tekniklerini ve doğru baharatlarla elde edilen muhteşem tatları ustalıkla harmanlayarak, mutfakta bir efsane olmayı başardı.
Ciğerin bulunduğu her masada, Hüsamettin Usta'nın adı saygıyla anılıyor. Küçük yaşlarda bu mesleğe adım atan Usta, ilk tecrübelerini aile büyüklerinden aldı. İstanbul'un ünlü mutfak kültürü içinde büyüyen Hüsamettin, zamanla kendine has bir tarz geliştirdi. 60 yıl boyunca süren yolculuğu, sadece bir aşçının öyküsü değil; aynı zamanda bir tutkunun, azmin ve geleneklerin korunmasının da öyküsü. Usta, girişimci ruhu sayesinde kendi dükkanını açarak, lezzetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı başardı.
Hüsamettin Usta’nın tezgahtaki her bir ciğer parçası, özenle seçilmiş ve maruz kaldığı titiz işlemler sonucunda sofralara sunulmaya hazırlanıyor. Usta, kullandığı malzemelerin tazeliğine son derece dikkat ediyor. "İyi bir ciğer için tazelik şart," diyor ve ekliyor: "İster kuzu olsun ister dana, her biri titizlikle seçilmeli." Usta'nın pişirme teknikleri yalnızca ciğerin lezzetini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlıklı bir yemek olmasını da sağlıyor. Pişirme sırasında tercih ettiği baharatlar ve soslar, damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.
Hüsamettin Usta’nın lezzetleri, sadece ciğer kebabı ile sınırlı değil. Tavuk ve köfte çeşitleri, yanındaki mezeler ve ev yapımı soslar, onun mutfak sanatını daha da zenginleştiriyor. Usta, özellikle devrim niteliğindeki baharat karışımlarıyla dikkat çekiyor. “Özel karışım baharatlarımızla yaptığımız marinasyon, ciğere bambaşka bir tat katıyor” diye belirtiyor. Bu özel formül, yıllar içinde yapılan denemelerle ortaya çıkmış ve ustanın imzası haline gelmiştir.
Hüsamettin Usta, yalnızca işine olan tutkusu ile değil, aynı zamanda misafirperverliği ile de fark yaratıyor. Her gün dükkanına gelen müşterileri sanki kendi arkadaşlarıymış gibi karşılayarak, onların lezzet yolculuklarına eşlik ediyor. “Müşterilerim benim ailem, her geleni özel hissettirmek benim görevim” diyor. Usta’nın bu yaklaşımı, müşterilerin yalnızca lezzetleri değil, aynı zamanda insani ilişkileri de memnun edici bulmasının başlıca sebebi.
60 yıl boyunca birçok genç aşçıya mentor olan Hüsamettin Usta, geleceğin lezzet ustalarını yetiştirmek için de var gücüyle çalışıyor. Usta, geleneksel tariflerin geleceğe taşınmasında önemli bir rol oynuyor. “Benim amacım, bu sanatı öğrencilerime aktarmak. Çünkü bu lezzetler, yalnızca bana ait değil; herkesin tatması gereken bir hikaye” diyerek, gençlerin potansiyelini destekliyor.
Sonuç olarak, Hüsamettin Usta’nın 60 yıllık ciğer ustalığı, sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzı olarak ön plana çıkıyor. İstanbul’un kalabalığında bir tezgahın başında, göz alıcı lezzetlerle dolu bir dünyanın kapılarını aralayan Hüsamettin Usta, bu mesleği sanatına dönüştüren gerçek bir efsane. Herkesin damak tadına hitap eden lezzetler sunan bu ustanın, gelecekte de birçok hikaye ve lezzet katacağına inanıyoruz. Her satırında emek ve özen barındıran bu tezgah, bir asır daha İstanbul’un sokaklarında lezzet dolaşımlarını sağlayacak gibi görünüyor.